Adana Eczacı Odası

Son yıllarda ilaç ve sağlık alanındaki değişimler ve gelişmeler, eczacılık mesleğine yeni tanımlar ve yeni yönelimler getirmiştir. Eczacılık; koruyucu sağlık hizmetlerindeki önemi, rasyonel ilaç kullanımındaki görevi ve ilaç danışmanı kimliği ile sağlıkta vazgeçilmezdir.

Toplumdaki önemli sorumluluklarına ve görevlerine rağmen eczacılık; özellikle Kamu Kurumlarının eczane geri ödemelerini zamanında yapmaması başta olmak üzere ciddi sıkıntılar yaşamaktadır.

Tedavi Yardımı Tebliği Değişiklikleri.

Sosyal Güvenlik Kurumlarının yılda bir defa yayımlanması gereken ilaç karşılama talimatının yıl içerisinde onlarca kez değişmesi hastaları ve biz eczacıları mağdur etmektedir. Her seferinde farklı uygulama talimatı sonucu insan sağlığıyla oynanmaktadır. Sık değişen uygulama talimatları nedeni ile bu yıl raporlu hastalar, kanser hastaları, şeker hastaları, obez hastalar ve kolesterolü olan hastalarda ciddi rahatsızlık yaratılmıştır.

Sağlıkta tasarruf olmaz. Sağlık alanında doğru yöntemlerin bulunması için meslek örgütleri ile birlikte hareket edilmelidir. Hastaların hekime ve ilaca ulaşması engellenerek tasarruf yapılamaz. Suistimallerin engellenmesi, denetimlerin arttırılması ve doğru uygulamalar ile tasarruf mümkündür.

Eczaneler ile Sosyal Güvenlik kurumları arasında her yıl başında yeni sözleşme yapılır. Ancak bu yıl mayıs ortalarına gelmiş olmamıza rağmen hala sözleşmeler imzalanmamıştır. Hükümet her yıl eczacıların önüne yeni şartlar getirmektedir. Bir yanda geri ödeme gecikmeleri, kesintiler ve vergi denetimleri ile haksız cezalar, bir yandan da kabul edilmesi imkansız sözleşme talepleri. İçinde bulunduğumuz şartlarda ayakta kalmaya çalışan bizler bu sözleşme talebi ile ilaç veremez hale geleceğiz. Sosyal Güvenlik kurumu böylesi sıkıntılı bir dönemde bizleri sınamamalıdır. Aksi halde kurum sözleşmeleri yapılmayacaktır.

Son İki Yıldır İlaç Fiyatları Düşüyor.

Yeni ilaç fiyat kararnamesi ile uzun yıllardır eczacı odaları olarak kamuoyuna taşıdığımız ilaçtaki yüksek fiyatlar açığa çıkmıştır. Doğru uygulamalarla son iki yılda ilaç fiyatları %20 oranında ucuzlamıştır. Eşdeğer ilaç uygulaması ile indirimler hala devam etmektedir. Burada yarı yarıya düşen ilaç fiyatlarına karşın ilaç firmalarından hesap sorulmamıştır. Ayrıca fiyat düşüşleri ile eczane rafımızda bulunan ödemesi yapılmış ve vergisi ödenmiş ilaçlarda sermaye kaybına uğramaktayız.

Gelişmiş ülke kriterleri arasında gösterilen sağlık göstergeleri açısından ülkemiz maalesef istenilen ve halkımızın hak ettiği bir noktada değildir.

Ortalama yaşam süresinin 60 yıl olduğu, nüfusun %35’inin kırsalda yaşadığı, bebek ölüm oranlarının yüksek olduğu ve temel sağlık kriterlerinin gelişmiş ülkelerden daha kötü olduğu ülkemizde sağlığa ayrılan pay arttırılmalıdır.

Sağlık hizmeti devlet güvencesinde ve kontrolünde olmalıdır. Sağlık hizmetinin, tümüyle kamu alanından çıkartılıp özel sektöre devredilmesi halinde halk sağlığı açısından olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Genel sağlık sigortasının prim sistemine bağlı olması ayrıca önemli bir sorundur.

Sosyal devletin gereği Anayasa ile güvence altına alınmış olan “Tüm yurttaşlarımızın doğuştan sosyal güvenlik kapsamına alınması” vazgeçilmez ilke olmalıdır.

Tüm sosyal güvenlik kurumlarının tek çatı altında toplanması doğru bir adımdır. Sağlık hizmetlerinde çok başlılık kaldırılmıştır. Tek uygulama talimatı ile yani tüm vatandaşların eşit koşullarda aynı hizmeti alması eczacı kamuoyunda desteklenen doğru bir uygulamadır.

Sağlıkla ilgili alınan kararlar ve yasal düzenlemelerde Sağlık Bakanlığı, Türk Tabipleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği ve sektörün diğer temsilcileri ile ortak hareket etmelidir. Son dönemde sağlık ve ilaçla ilgili yapılan düzenlemelerde görüldüğü gibi konunun uzmanları ile birlikte hazırlanmayan ve görüş alınmadan yapılan değişiklikler ciddi sıkıntılar yaratmaktadır. Hükümet mutlaka meslek örgütlerinden faydalanmadır.

6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkındaki yasamız çağa uygun hale getirilmelidir. 1953 yılında yürürlüğe girmiş 6197 sayılı “Eczacılar ve Eczaneler hakkındaki kanun” güncellemelidir. Eczane ruhsatları Türk Eczacıları Birliği tarafından verilmelidir. Nüfus ve mesafeye göre eczane sınırlandırılması gelmelidir. Yardımcı eczacı yasallaşmalıdır. Meslek içi eğitim sürekli hale gelmelidir.

Ucuz ve bulunabilir ilaç için jenerik ilaç desteklenmelidir.

Jenerik ilaç, ilacın bulunabilir ve ulaşılabilir hale gelmesini sağlar. Jenerik ilaçlar oldukça ekonomik olduğundan sağlık harcamasında ilaç maliyeti azalacaktır. Türkiye’de eşdeğer ilaç kullanımı yoluyla her yıl yaklaşık 500 milyon dolar tasarruf edilmektedir.

Ülkemiz demokrasi, laiklik, rejim, güvenlik tartışmaları içinde tarihi önemi olan seçimlere gidiyor. Çok uzun zamandır toplumsal uzlaşmaya; toplumu bir araya getirecek, gerilim ve farklılıkları azaltacak ve özellikle farklı olmayı demokrasi ve özgürlükler açısından zenginlik sayacak bir anlayışa ihtiyacımız var. Geldiğimiz noktada geleceğe dönük umut veren bir toplumsal mutabakattan söz etmek mümkün değil.

Atatürk’ün hedefleri doğrultusunda ülkemizi çağdaş bir geleceğe taşıyabilmemizin yegane yolu; farklılıklarımızı zenginlik nedeni saymamız, laik, demokratik, insan haklarını başa alan, sosyal bir hukuk devleti anlayışımızdan uzaklaşmamamız ile mümkün olacaktır.

22 Temmuzda ülkemizde milletvekili genel seçimleri yapılacak. Seçimlere giderken partilerimizden dileğimiz, çağdaş bir Türkiye projesini halkın önüne getirmeleridir. Ayrıca bölge milletvekillerini belirlerlerken, kendi alanlarında uzman olan, demokratik kitle örgütlerini önemseyen, meslek odaları ile ortak proje üretebilen, toplumu temsil etme yeteneği olan, üretken ve bilgili olmalarına önem vermelidir.

Adana Eczacı Odası olarak özellikle Adana’nın gelişimine katkı verecek, meslek odalarını, demokratik kitle örgütlerini önemseyen adayların çoklukta olduğu, ülkemizin geleceğini aydınlatacak, çağdaş medeniyetler hedefinden uzaklaştırmayacak, barış dolu seçimler diliyoruz.

Saygılarımla.

Ecz. Burhanettin BULUT
  Adana Eczacı Odası
Yönetim Kurulu Başkanı