GELECEĞE KALABİLMEK...

2 Kasım 2011 tarih 663 sayılı KHK, 5 Kasım SUT Değişikliği ve 10 Kasım İlaç Fiyat Kararnamesi Değişikliğinin ardından ilaç firmalarının ticari ıskontoları geri çektiği ve eczacıların var olan sorunlarına yeni sorunların eklendiği bir dönemde, 20 Kasım 2011 tarihinde Türk Eczacıları Birliği seçimleri gerçekleşti.  Yeni oluşan Merkez Heyeti 1 Aralık 2011 tarihinde 38. Dönem 1.Başkanlar Danışma Kurulu toplantısını gerçekleştirdi. Eczacı kamuoyunda yaşanan sorunların çözümüne yönelik beklentiyi yükselten bu toplantı sonucunda 54 Eczacı Odası imzalı ortak deklarasyon yayınlandı. En azından Türk Eczacıları Birliği ve 54 Eczacı Odasını ortak bir metinde birleştirmesi adına önemli bulduğum bu toplantı sonrası maalesef tekrar seçim öncesi o dağınık görüntüye dönmek çok da uzun sürmedi.

Yazılanlara, söylenenlere baktığımızda; başta TEB olmak üzere, tüm eczacı odaları  yöneticileri olarak bizler, temsil ettiğimiz  eczacılar adına aynı şeyleri istiyoruz. Fakat yöntem konusunda anlaştığımızı ve aynı dili konuştuğumuzu söylemek mümkün değil.

Özellikle vurgulamak isterim ki; eczacı örgütleri olarak ortaya çıkardığımız bu parçalı yapı ileride yeni sorunlar olarak karşımıza çıkacaktır. Demokrasilerde muhalefet etme, çok seslilik, eleştiri ve mutlaka öz eleştiri vardır. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz delegelerin çoğunun oyu ile yönetime gelmiş bir merkez heyetine saygı duymak, delegeye dolayısıyla da eczacıya duyduğunuz saygının bir göstergesidir. Kongre konuşmamızda da söylediğimiz gibi mesleğimiz adına yapılan yanlışları, eksikleri hep birlikte eleştireceğiz; doğruları savunup,  bunların hayata geçirilmesi için birlikte mücadele edeceğiz. Ama tüm bunları hiçbir zaman kişilere ve kurumlara hakaret ederek, örgüt bütünlüğüne zarar vererek yapmayacağız.  Adana Eczacı Odası olarak tüm eczacı odalarımızdan da beklentimiz budur.

Bizce; 6197 sayılı yasa ve eczacı istihdamı, yeni eczacılık fakültelerindeki artış, eczacı kar oranları, Kamu Kurum Iskontoları, fiyat düşüşlerinde yaşanan stok zararları, ticari ıskontoların kalkması, global bütçe uygulamaları, 2012 SGK ilaç alım protokolü, muayene ücretlerinin eczanelerden tahsili,  reçetesiz ilaçlarda reklam ve eczane ekonomilerine yansımaları, 663 sayılı KHK ve eczacılıkta oluşturacağı değişimler belli başlı sorunlar olarak önümüzde durmaktadır. Tüm bu sorunlar ve sebepleri belli iken birbirimizi hedef alarak çözüme katkı sunamayacağımız aşikârdır.

Ayrıca global bütçe uygulamasından kaynaklı 5 ve 10 Kasım’daki   değişiklikleri gerekçe gösteren ilaç firmaları ticari ıskontoları geri çekmişlerdir.  Fakat yine ilaç firmalarının gelinen bu noktada hükümetten talep ettiklerini fazlasıyla aldıklarını basından hep birlikte izliyoruz. Bu anlamda bunca sorunlarımızın arasında bu krizi kendi yöntemleriyle avantaja çeviren ilaç sanayinin yaşadığımız krizdeki payını da unutmamak gerekli diye düşünüyorum.

Tüm bu yaşananların ışığında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 2012 yılı için de global bütçe uygulamalarını devam ettireceği,  yeni KKİ artışı, fiyat düşüşü gibi tedbirlerle eczane ekonomilerinde yaşanan daralmanın derinleşeceği ve tedbir alınmadığı takdirde bir çok eczanemizin kapanma ile karşı karşıya kalacağı tartışılmaz bir gerçektir.

Hepimizin bildiği gibi önümüzdeki günlerde SGK ile 2012 yılı ilaç alım protokolünün imzalanması en önemli gündemimizdir. Bizce;  TEB ve tüm eczacı odaları bu zorlu protokol sürecinde mesleki dayanışma ve eylem birliği ilkelerinden ödün vermeden, mevcutta var olan ve önümüzdeki dönemde karşımıza çıkacak olası sorunlarımız için şimdiden çözüm üretmeli, tüm bunları ortak akılla harmanlayarak somutta karşılığını bulacak hamlelerle tamamlamalıyız. 24 000 eczacının da kendi meslek örgütünden beklentisi budur.

Kısa vadeli taleplerimiz noktasında ülkenin ekonomik parametreleri ve dolayısıyla da SGK nın tutumunu da göz önüne alarak gerçekçi ve nesnel çözüm önerileri üzerinde durmalıyız.

Bu anlamda çözüm önerilerimizi kısa ve orta vadeli olarak ikiye ayırmak akılcı bir tutum olacaktır. Bunların ilki eczanelerimizin yaşaması ve geleceğe taşınması adına alınması gereken ivedi tedbirleri içermelidir. Bu gün eczanelerimizin var olan KKİ uygulamaları ve eczacı karlılığı ile ayakta kalma şansı yoktur. O zaman bu konuda yapılması gereken  şey, özellikle önümüzdeki olası KKİ artışlarını da düşünerek önceliği KKİ lerin eczaneler üzerinden alınması tartışmalarına yoğunlaşmak olmalıdır. Eczanelerin kuruma yaptığı kademeli ıskonto oranları ile ilgili olarak eczacı lehine talepler ısrarla dillendirilmeli, geçmiş dönemdeki önemli kayıplarımızdan biri olan reçete tevzii sistemi hukuken tartışmaya açık olmayacak şekilde protokol çerçevesinde tanımlanmalıdır.  Buradan hareketle örgüt yöneticileri olarak enerjimizi de boşa harcamadan  eczacılarımızı doğru hedeflere yönlendirmeliyiz.

Bunların hayata geçirilebilmesi için ise bizlere olduğu kadar TEB’e de ciddi görevler düşmektedir. Sürecin akılcı yönetimi ile ilgili olarak bilgilendirmelerin tam ve  zamanında yapılması,  karar alma süreçlerine oda temsiliyetlerinin de dahil olması zorunluluktur.

Orta vadede ise 6197 sayılı yasamız dahilinde yeni eczane açılmasını düzenleyen kriterler hayata geçmeli, belli bir cironun üzerinde çalışan eczanelerin ikinci bir eczacı çalıştırma zorunluluğu dahil eczacılıkta istihdam sorununa çözüm bulunmalıdır. Eczacılıkta emeklilik için de çalışmalar hızlandırılmalıdır.

Reçetesiz ilaçların reklamı artık belli kriterlere göre de olsa serbest hale geldi. En azından bu tür ürünlerin eczane dışında satışını engelleyecek yasal düzenlemelerin oluşumu için çaba harcanmalıdır.

2002 -2003 yıllarında başlayan sağlıkta dönüşüm artık yavaş yavaş nihai şeklini almaya başladı. Eczacılar olarak 2005 sonrası hissetmeye başladığımız bu dönüşüm artık eczanelerimizi ekonomik olarak yok etmeye başlamıştır. Gerekli direnci ve birlikteliği gösteremediğimiz takdirde 2012 yılı biz eczacıların da içinde olduğu tüm sağlık camiası için yıkım yılı olacaktır. Buradan hareketle hepimizin üzerine düşenden fazlasını yapması,  birlik ve beraberlik bilinci ile doğru zamanlama ile doğru tavrı sergilemesi gerekli ve önemlidir.

Geleceğe kalmak ve geleceği şekillendirebilmek dileğiyle…

 

 

 

 

 


21 Aralık 2011     Okunma Sayısı : 6419     Yazdır