ODA BAŞKANIMIZIN TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ 44. OLAĞAN BÜYÜK KONGRE KONUŞMASI
Yanı başımızda bir savaş devam ediyor. Rusya – Ukrayna savaşı, bölgesel başlayan savaş halen bitmedi. Hegemon güçler Rusya - Ukrayna savaşından yönlerini İsrail – Filistin’e doğru çeviriyorlar. Terörün ve savaşın her türlüsünü lanetlerken, masumların ve çocukların hedef alınması kabul edilemezdir. Sağlık Merkezlerine, hastanelere yapılan saldırılara, soykırıma artık bütün dünya dur demelidir.
Cumhuriyetimizin 100. yılında Atamızı minnetle anarken “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” vecizesi ile de barışın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyet için, 100 yıldır Reçetemiz Cumhuriyet diyerek bundan sonra da halkımıza ilaç olmak en yakın sağlık danışmanı olmak için var gücümüzle çalışmalıyız.
Dünyada yaşanan kriz, ülkemizi ekonomik kriz olarak da etkilemeye devam ediyor. Sağlıkta özellikle ilaçta daraltıcı maliye politikası uygulanırken, diğer sektörlerde genişletici para politikası uygulanması, özellikle sağlık sektöründe emeği ve sermayesi ile çalışan bizleri sıkıntıya sokmaktadır. Deprem sürecinde olumsuz etkilenen eczanelere yönelik destek ne yazık ki 9 ay sonra açıklandı, eczanelerimiz acilen desteklenmelidir. Bu arada Hatay’da üç eczanemize hırsız girmiş konteyner eczanemize, onlara da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Afet sürecini acı bir şekilde hep birlikte yaşadık, yaşamaya devam ediyoruz. Kayıplarımız için tekrar Allah’tan rahmet diliyorum. Gelecek ile ilgili tedbirleri almamız, hazırlıklı olmamız, afet planlarında yer almamız ve eczacıların yaptıklarını aktararak afet eczacılığı sistemini ve istihdamını oluşturmak zorundayız.
Birinci basamak sağlık hizmeti sunucusu olarak “Doğru Hasta Doğru Bakım Doğru Yer Doğru Zaman” da sağlık bakım uzmanı olarak biz eczacıları birinci basamak ve akut bakım ortamları üzerindeki yükü azaltmaya yardımcı olmak ve görev almak zorundayız. Dünyada eczacılık için yapılanları ülkemiz sistemine uyarlayacak, sağlık otoritesine aktaracak çalışmalar yapmalıyız.
Mesleğimizde değişim, ilacın dağıtımı ve hastalık yönetimi ile başlayacak. Dünya sağlık örgütü 2019 da “Serbest eczacılar halka erişilebilir sağlık uzmanlarıdır ve birinci basamak sağlık hizmetinin temelidir.” şeklinde ifade etmiştir. Evde bakım hizmetlerinde istihdam yaratmak ve eczacı gerekliliğini sağlık otoritesine aktarmak için önceden eğitimlere başlamak, sertifikasyon süreçlerine girmemiz gerekmektedir.
Sürekli Mesleki gelişim ile sertifikasyon ve akreditasyon sağlamak zorundayız. Burada geriatri eğitimi almakta önem arz etmektedir.
Bilgi çağında biz teknolojinin neresindeyiz?
Halk sağlığına ve halka yönelik uygulamalarımız, mobil telefon uygulamalarımız var mıdır?
Neden ilaç hatırlatma programı yapmadık?
Neden “Reçete Yazma Yardımcı Uygulaması” yapıp hizmete alamadık?
Özellikle hastalara ilaç kullanımı ile ilgili diğer ülkelerde olduğu gibi ilaç kullanımı incelemesi, ilaç çantası kontrolü gibi eczacının vazgeçilmezliğini ve sağlık sistemine ve maliyet azaltmasına katkısını gösterecek uygulamalar yapmıyoruz?
Değerli meslektaşlar,
Küreselleşme sürecinde endüstri toplumundan bilgi toplumuna geçiş ile iş gücü ve emek açısından dev boyutlarda sorunlar doğmaktadır. Üretimde otomasyon artması, birçok işin robotlar tarafından üstlenilmesi ve belli işlerin az gelişmiş ülkelere kaydırılması, ekonomik krizlerin de küresel boyutlara ulaşması hem gelişmiş ülkelerde hem tüm dünyada yaygın işsizliğe neden olmaktadır. Tüm dünyada işsizlik hem artmakta hem de kalifikasyonun altında istihdam gibi yeni biçimler alabilmektedir.
Enformasyon teknolojisi ve bilginin artan gücü ile mesleğimiz ne olacak? Yapay zekâ eczane robotları, sağlık bilgi robotları eczanenin, eczacının yerini alacak mı?
Bizlerin eczacılık hizmetleri ve eczacıyı sağlık sisteminde doğru bir yerde konumlandırması ve eczacının vazgeçilmezliğini göstermemiz gerekmektedir.
PGEU “Eczacılık hizmetleri bireyi ve toplum düzeylerinde yapıcı sonuçları olan ve olumlu katkı sağlayan sağlık müdahaleleri olarak kabul edilmektedir” diyor. Hasta odaklı danışmanlık hizmetlerimizi arttırmak zorundayız. Eczane hizmetlerimizi dijital hale getirip, danışmanlık hizmetlerimizi kayıt altına almalıyız.
Meslek hakkına giden yolu açmak zorundayız. Eczacılar, koruyucu sağlıkta mevzuat değişiklikleri ile yetkilendirilmelidir. Eczacının sunduğu koruyucu sağlık hizmetlerinden, dünya örneklerinde olduğu gibi meslek hakkı sağlanmalıdır. Birinci Basamak Sağlık Hizmetlerinde yer alan tüm sağlık profesyonelleri ile birlikte çalışılmalı, takım çalışmasını ve iletişimi sağlayacak uygulamalar yapılmalıdır.
FIP 2022 Seville de yapılan kongrede “Neyi ölçebilirsen fark edilmesini sağlarsın, ölçmediğin hiçbir şeyi fark ettiremezsin” şeklinde ifade edildi.
Koruyucu sağlık hizmetlerinde, eczacının danışmanlık hizmetlerinde, gerektiğinde olağanüstü durumlar da eczacılık hizmetlerinde veri kaydı ve rapor analizi büyük önem taşımaktadır. 112 ambulansı düşünün, hastayı hastaneye ulaştırsa can ya da ölüm muhakkak kaydını alır. Bizlerde eczacıya danışan, koruyucu sağlık hizmetlerinden ve afet zamanlarında da olsa hastalarda veri kaydı alınmalı ve raporlamalıyız. Ölçemediğimiz, analizini yapmadığımız veri bulunmamalıdır. Bizi meslek hakkına ulaştıracak sistemlerden biride budur.
Gece nöbetleri ile ilgili de meslek hakkı çalışmaları yapmalıyız.
Vatandaşlara yönelik İlaç Danışma Merkezi, Gıda Takviyesi Danışma merkezi gibi, evde bakım, farmasötik bakım gibi yine eczacı istihdam edilecek, halka bilgilendirme yapacak 7 gün/ 24 saat çalışan merkezler oluşturulmalıdır.
Doğru bilginin gelişi güzel kaynaklardan, internetteki sahte bilgilerden değil, bizzat eczacılar tarafından verilmesi sağlanmalıdır.
Eczane otomasyon sistemlerine entegre edilecek hasta bilgilendirme ve açıklayıcı piktogram çalışmaları yapılmalıdır. Özellikle evde bakım hastaları, yaşlı hastalar için tablet görüntüsünü verebilen, kolay kullanımı anlatan resimli açıklama (piktogram) hem hastalara hem de sağlık profesyonellerine destek olacaktır.
Bu dönemde yapılması unutulan Eczacılıkta İstihdam Çalıştayı yapılmalı ve devlette kadrolar yaratılması için acilen girişimler başlatılmalıdır.
Kamuda çalışan meslektaşlarımızın hak kayıpları önlenmelidir. Stratejik sağlık personeli konumları güçlendirilmeli özlük ve emeklilik hakları iyileştirilmelidir.
İlaç fiyat kararnamesinde değişiklikler yapıldı ama eczane karlılıkları giderek düşüyor. Maliyetler artarken, asgari ücret artarken, ilaca verilen artışlar hem enflasyonun hem de asgari ücretin çok altında kalmıştır.
Eczaneler, hem istihdam yaratıp hem de sağlık finansmanını sağlarken, artık dayanacak gücümüz kalmamış durumdadır.
Kamu kurum iskontolarını vermeyen ve eksik uygulayanlarla ilgili liste takibi yapmaktan, artık esas işimizi yapmaz hale geldik.
Eczanelerimiz mevzuatta tanımlanan eczacılık hizmetinin giderek karmaşık bir muhasebe sistemi ile içinden çıkılmaz hale gelmiş ve yönetilebilir olmaktan çıkmış bir durumdadır, kendi asli görevimizi yapamaz duruma gelmiş haldeyiz. SGK İlaç Alım Protokolünün Ekim ayında yenilenmesi, ek fatura ve geciken fatura ödemelerinden kaynaklı para maliyeti nedeniyle zararlar yaşamaktayız.
Artık bizi bu şartlardan kurtaracak bir Merkez Heyeti istiyoruz.
Bölge Eczacı Odalarının desteğiyle, çalışarak, tartışarak, eczacılığın geleceği için en iyisini yapacak, haklarımızı sonuna kadar savunacak bir Merkez Heyeti istiyoruz.
Protokolün kural tanımaz, eczacının emeğini yok sayan, majistral tarifeyi uygulatmayan ve bu yüzden bizi hastalarla karşı karşıya bırakan Kuruma karşı hem bizim hem de vatandaşların hakkını koruyacak bir Merkez Heyeti istiyoruz.
Artan ilaç yokları, halk sağlığı sorunu yaratmıyormuş gibi davranan sağlık otoritesine karşı ilaç yok diyebilen ve çözüm öneren bir Merkez Heyeti istiyoruz.
Yardımcı eczacılık sisteminin tekrar düzenlemesini sağlayacak ve Kamuyu da bu sisteme dâhil edecek bir Merkez Heyeti istiyoruz.
İletişim, iletişim diyerek kürsülerden ortak akıldan faydalanılmadığını, bilgilendirme ve toplantıların yapılmadığını, eksikliğini ifade etmiştik. Mücadele ruhumuzu da kaybetmeye başlıyoruz. Yapılamayanları söylemekten, tekrar etmekten, bıkmadan usanmadan devam edeceğiz. Mücadele ruhunu kaybetmeyen bir Merkez Heyeti istiyoruz.
Üzerimizdeki kamu kurum iskontosu kamburundan, gereksiz iş yükü yaratan uygulamalardan, ilaç yoklarından, mesleğimizin ve emeğimizin yok sayılmasından kurtaracak bir Merkez Heyeti istiyoruz.
Meslek için her çalışmayı değerli bulup, emeğe saygımdan dolayı eskiden dağıtılan çalışma kitapçıklarını arşivimde saklarım. 43. dönemde aday olan ve iktidar olan meslektaşlarımızın çalışma programı kitapçığından bölümleri bazı meslektaşlarım değerlendirdiler ama söz alan diğer meslektaşlarımda neden ya da niye diye sormadan bu çalışma programında “Güç Birlikte” olarak beraber çalıştıklarına onlara da sormak istiyorum, güç sizdeyken, iktidar sizdeyken neden bu broşürdeki yazılanları yapmadınız? Neden ortak akıl kullanmadınız?
Çok güzel bir proje
“Eczacı Odaları Danışma Kurulları”
Yapabildik mi?
Hayır.
“Erken Diyalog Kurulları”
Yapabildik mi?
Hayır.
“Birlik Budur Projesi”
Yapabildik mi?
Hayır.
“Yüksek Haysiyet divanımızın etkinliği”
Yapabildik mi?
Daha yönetmeliğimiz yok.
Yetkinlik bazlı kariyer tüneli ve yardımcı eczacı deneyimini iyileştirilemedi.
Şu an yaklaşık yirmi beş binin üzerinde genç eczacı eczacılık fakültelerinde okuyor ve meslek örgütüne gerçekten de çok kötü gözle bakıyor. Yardımcı eczacılıktan ve istihdam yaratılmamasından kaynaklı. Bunu düzeltmek hepimizin elbirliğiyle boynumuzun borcudur.
“Eczacının yaşam boyu öğrenme ve mesleki gelişim enstitüsünü” Yaptık mı? Hayır.
Geleceğe değer gurubu yaptık mı? Hayır.
Zaten yeni nesil akıllı telefon uygulaması da varmış onu da söyledim olmadığını ama nelerinde yapılabileceğini de söyledim “Ortak akıl eczacı odalarında sizi bekliyor”
Eğer siz sorarsanız hep beraber yaparız, elbirliğiyle yaparız.
Aklın ve bilimin yolundan ayrılmadan elbirliğiyle hep birlikte yaparsak biz geleceği kurtarırız. Yoksa gelecek gerçekten çok karanlık.
Hep beraber mücadeleye devam etmek zorundayız.
Değerli meslektaşlarım sözlerime son verirken hem meslek örgütünde hem ülkede barışı ve demokrasiyi savunan, odalar ve üyeler üzerinde katılımcı, tüm odalarıyla barışık, temsilde güçlü, uzlaşmayı esas alan ama mücadeleden asla ve asla kaçmayan, eczacının beklentilerini, gereksinimlerini ve örgütümüzün geleceğini önceleyen, kooperatifle organik ilişkili, diğer meslek örgütleri ile birlikte bir meslek örgütü için, birlik için el ele olalım diyor hepinize saygılar sunuyorum.