PFİZER MEKTUBUNA HEPİMİZ CEVAP YAZMALIYIZ.

Eczacılık, kuramsal olarak çatışma yaklaşımı halinde “sürekli mücadele” sürecini yaşıyor. Bir yanıyla SGK ile sağlık hizmet anlayışı ve ekonomik mücadele edilirken, diğer yanıyla dağıtım kanallarının -pazar hâkimi- yapılarının baskısını yaşıyor. Yani sektörel muhataplarımız karşısında mesleğimiz ve meslektaşlarımız sürekli hayati sınavlardan geçiyor. Önüne çıkartılan engelleri, eşiği aşmaya çalışıyor. Sözleşme, 6197, zincir eczane, OTC, ilaç fiyatına yapılan müdahaleler, İTS gibi bildiğimiz tüm bu sorunlar hep birer varlık sorunu olarak karşımızda.

 

Bugünlerde ise ilaç firmalarının tek yanlı, fırsatçı satış koşullarına direnmeye çalışıyoruz. Bu çatışmada en az diğer konular kadar hayati önemde. Çünkü bu mücadeleden bir sonuç ile çıkılmadığı takdirde eczane ekonomileri ciddi hasar görmeye devam edecektir. İlaç firmaları 2005 SSK Protokolünde sözlerini tutmadıkları gibi, sürekli daha zorlaştırdıkları satış koşulları ile eczane işletilmesi mümkün değildir. Vadeler konusunda da SGK geri ödeme zamanını sabitlediği halde ilaç firmaları buna uyum sağlamamıştır.

 

Ticari ıskontolarda bahse konu olan rakam tutarı 500 milyon doları bulmaktadır. Bu rakam mücadelenin ne denli önemli olduğunun somut verisidir. Bu çatışmada diğer önemli bir yan ise; ilaç firmalarının eczacılığa bakışındaki anlayış problemidir. Tüm hesaplarını kendi şirket doğrultusuna ve SGK taleplerine göre şekillendirmektedir. Sanki eczaneler diye bir mevcudun olmadığı gibi davranmaktadırlar. Hatta toplantılarında, satış çalışmalarında, bizlere gönderdikleri yazılarda, ilaç fiyat indirimi karşılama maddesini uygulamamalarında bu durum açıkça görünmektedir.

 

Burada asıl sorun; SGK, ilaç firmaları ve ecza depolarının sektörün en zayıf halkası olarak eczaneleri görmesidir. Bu nedenledir ki her fırsatta tanımaz tavır sergilemektedirler. Bu son mücadelenin sadece ekonomik hak arama olmadığı bu anlamda da anlaşılmalıdır.

 

Bölgemiz dâhil olmak üzere (Adana takdir edilecek sonuçlar ile rakamları yarıya indirmiştir) geçen ay tüm Türkiye’de önemli bir çaba harcanmıştır. Bunun sonucu olarak 3 önemli firma eczacının yanında davranarak yeni satış şartlarını açıklamıştır. Ancak diğer ilaç firmaları ile olumlu görüşmeler sürer iken Pfizer ilaç firması, eczacı örgütlerini tanımaz tavır sergilemiştir. Geçen hafta içinde ise eczacılara bir mektup göndererek lütuflarını iletmiştir.

 

Bizlerin bu tür tavırlara alışık olduğumuzu hatırlatmakta fayda var. Eski Sayın Sağlık Bakanı 8 bin eczane yeter derken, bizi bize rakip yapmaya çalışmıştı. Yine eski Sayın Çalışma Bakanı, TEB ile değil eczacılar ile tek tek anlaşma yapacağını söyleyerek eczacıları ve örgütlerini tehdit etmişti. Şimdi bir başka yanı ile Pfizer bu işe soyundu. Eczacıların örgütlü yapısının her zaman birilerini rahatsız ettiğini biliyoruz. Şimdi de Pfizer’i rahatsız etmiş görünüyor. Sorunu karşılıklı görüşmek yerine başka yollara başvurmaya devam ediyor.

 

Meslektaşlar olarak tüm bunların iyi niyetli yaklaşımlar olmadığının farkındayız. Ancak ne bunlara kanarız, ne de yanlarına bırakırız. Bizler sektörün tüm taraflarının ayakta kalmasını sağlayacak ortak mutabakatın oluşmasını istiyoruz. Yakında yine yeni ilaç fiyat indirimi, yine yeni SUT uygulaması ile karşılaşacağımızı biliyoruz. Artık her yeni değişikliğin kara bulut gibi üzerimizde dolaşmasını istemiyoruz. Tüm ilaç firmalarının sektörün sağlıklı işlemesini sağlayacak satış koşullarına gelinceye kadar ve eczacının sektördeki saygınlığının kabul edilmesine kadar geriye dönmek olmayacaktır.

 

Devamlı mücadele sürecinde değişimi, gerginliği ve rekabeti birlikte yaşayacağız. Ezici anlayışların hâkimiyetini kırmak için sonuna kadar çatışmamız sürecektir.

 

Bugüne kadar hiçbir zaman birlikten kopmayan, sağduyu sahibi, eczanesini ayakta tutmak için mücadele veren tüm meslektaşlarımızın bu zor günleri aşacağına inanıyor, saygılarımızı sunuyoruz.

 

Ecz. Burhanettin BULUT

Başkan.

 

 


24 Ağustos 2009     Okunma Sayısı : 3223     Yazdır