REKABET KURUMU ODAMIZI DENETLEDİ
Rekabet kurumu odamızı denetledi!
Aslında ikinci kez denetlendik
ilk rekabet kurumu ile tanışmamız 2001 yılında oldu. Bir meslektaşımız, Ç.Ü. Balcalı hastanesi yatan hasta tevzii büromuzu rekabet kurumuna şikayet etmişti. Yapılan şikayet neticesinde odamız 2001 yılının ilk aylarında denetlendi. O gün yatan hasta reçete tevziisine ilişkin bir söz bulamayanlar, bugün maliye bakanlığına yazdıkları "eczaneler arasında rekebet yapılmasını" talep eden yazılarında yine yatan hasta reçete dağıtım sistemine atıfta buluyorlar. Bir önceki yazımda konu ile ilgili sizlere geniş bilgi vermiştim.
Ocak ayının ilk iş gününde maliye bakanlığına; eczanelerden uçu açık iskonto yapılmasını öneren rekabet kurumu, geçen haftada içerisinde TEB ve eczacı odalarını denetlemeye başladı. Tabi ilk ziyaretlerinden birini de Adana Eczacı Odasına yaptılar.
Denetleme, denetlenme hiçte yabancısı olmadığımız kavramlar aslında.
Bizler için, mesleki disiplin ve düzen sağlanması amacı ile odamız , diğer odalar arasında en fazla denetleme yapan odalardan biri. Yaptığımız denetleme işinin ne kadar doğru olduğunu genç bir meslektaşımın, mesleğinin daha ikinci yılında meslekten men edilme durumuna gelmesinin üzüntüsü ile "keşke beni de denetleseydiniz bu kadar kötü hale düşmeseydim" diye serzenişte bulunması idi.
Denetim, adı üzerinde denetlemenin mutlaka bir amacı vardır, doğruyu bulmanız, eksiğinizi tamamlamanız anlamında önemlidir. Ancak inanın rekabet kurumunun odamızı denetlemesinin hiç bir iyi noktası yoktu. İlaç ve eczacılıkta hepimiz biliyoruz rekabet, sağlıkta kaliteyi düşürür ve sağlığa zarar verir. Aynı zamanda eczacılıkta rekabet diğer alanların aksine özellikle kamu açısından çokta maliyetlidir.
Rekabet kurumunun uzmanları ile çok uzun görüşmeler yaptık ancak günün sonunda farkına vardığımız; iki taraf yani bizler ve rekabet kurumu iki farklı dünyadan bahsediyor.
En önemlisi aslında tümüyle ne düşündüklerini anlatan şu sözleri çok anlamlı ve önemli idi. "kendileri için Eczacı odası ile Sabancının bir şirketinin hiç bir farkı olmadığı"
Bu sözün üzerine daha fazla yorum yapmak veya bir söz söylemek gerekmiyor,
Rekabet kurumunun yaptığı denetimde ayrıca rencide edici idi. Büro bölümünde tüm resmi evraklarımız olmasına rağmen, başkan makam odasında bulunan tüm evraklar denetlendi. Tümüyle şahsıma ait evraklar olduğunu, bu dosyaların hazırlık ve çalışma dosyaları olduğunu, internetten indirilen veya kaynak için topladığım evraklar olduğunu söylememe rağmen ciddi kontrolden geçti. Başkan odasında bakılmadık yer bırakılmadı. Özel ayrımı yapılmadan herşey didik didik edildi. Asıl enteresan olanı ise bir meslektaşımızın şahsıma yolladığı e-mail le gelmiş üç sayfalık yazının sadece iki sayfasının alınması, yazıyı gönderen kişinin adının yazılı olduğu son sayfanın alınmayışı.
Haysiyet dosyaları da denetimden nasibini aldı. Sadece bir meslektaşımızın meslek etiğine aykırılıktan dolayı hakkında verilen cezaya ilişkin evraklarının fotokobisi alındı.
Tüm denetlemeler bittikten sonra yönetim olarak ayrıca sözlü sorguya alındık.
Geçen ay bir meslektaşımız bizleri mahkemeye vermişti. Evrakta sahtecilik ve baskı ile ifade alma isnadı ile. Tümüyle yalan üzerine kurgulu iftira ile ilgili savcının karşısında saatlerce ifade verdik ancak inanın bu kadar kötü olmadık. Kendimizi suçunu bilmeyen masum ama yapılanlar karşısında ciddi bir suç işlemiş suçlular gibi hissettik.
Biz oda yöneticileri kamu hizmeti verdiğimizi düşünüyoruz. Ülkemiz ve mesleğimiz adına hizmet vermeye çalışıyoruz. Yıllardır sağlık ve ilaçta niteliğin artması adına mücadele verdik. Eczacılık mesleğini ülke sağlığının hizmetine sunduk.
Bizler rekabetin bir parçası olmak istemiyoruz.
Yaşamın her alanında yasalar, yazılar, kurallar, kurumlar yoktur.
Eczacı olmamızın ötesinde Sağlığın, vatandaşlarn bir ayrıcalığı, temel gereksinimi yani doğumdan itibaren anayasal bir hakkı olduğu bilincinin yüksek olduğu bir ülkede yaşamak istiyoruz.
Hayatın her alanı liberal ekonominin kurallarına göre işleyemez.
İnsani olan değerler de vardır.
İnsani olan ne varsa ona daha çok sahip çıkmalıyız.
Bu ülkenin bir vatandaşı olarak sağlığı piyasacılara teslim edilmesine karşı durmalıyız.
Hepimiz, toplumda bize bulunduğumuz yeri sağlayan mesleğimize karşı daha çok sorumluluk hissetmeliyiz. Değerlerimize ve mesleğimize her zamankinden daha fazla sahip çıkmayız.
Saygılarımla
Ecz. Burhanettin BULUT
Adana Eczacı Odası Başkanı