TEB 43.OLAĞAN BÜYÜK KONGRE KONUŞMASI
Merkez Heyetimizin, Denetleme Kurulumuzun, Yüksek Haysiyet Divanımızın değerli Başkan ve üyeleri
Bölge Eczacı Odalarımızın değerli Başkan ve yöneticileri,
Değerli Delegeler, değerli meslektaşlarım hepinizi şahsım ve Odam adına saygıyla selamlıyorum.
Dünyadaki değişim hepimizi etkilemeye devam etmektedir. Üretim artık bilgiyi yaratan, kullanan ve saklayan elektronik cihazlar ile bilgisayarlara odaklanmaktadır. Bilginin artan rolünde bilgi toplumun temel ekseni ve stratejik kaynak haline gelmiştir. Yeni teknolojiyi ve hammaddeyi elinde tutmak önem kazanmıştır.
Dünya toplumlarının birbirleri ile olan ilişkilerindeki artış, birbirlerine karşılıklı bağımlılık yoğunluğunu da göstermektedir.
Dünya çok merkezli güç yapısının belirginleşmesi, uluslararası sistemde istikrarsızlığın yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Bu dönemde de ikincil politika denilen doğal kaynaklar, enerjiye ilişkin sorunlar, çevre sorunları, insan hakları sorunları, göç ve iltica sorunları ön plana çıkmaktadır.
Gelir dağılımında adaletsizlik varken Covid-19 aşısında 130 ülkeye bir doz bile aşı gitmedi, aşı adaleti küresel toplumun karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardır. Adaletsizlikler son bulmalıdır.
Ülke olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Krizlerden ve döviz dolar sarmalından kurtulamamaktayız. Yönümüz Batılılaşma olarak Avrupa Birliği’ne giderken tam üyelikteki sıkıntılar, AB’yi rüya haline getirmiştir. Neo liberal politikalar neticesinde özelleştirmeler hızla gitmekte, dış borçlanma ve faizler artarak devam etmektedir. Mutsuzluk aldı başını gidiyor.
Değerli Meslektaşlarım,
Yönetimsel anlayışımızda temel yaklaşımımız
- Eczacılar için
- Eczacılar adına
- Eczacılar beraber olmalıdır.
Sorunlar dağ gibi olmuş, yanıt ve çözüm bekliyor. Vatandaş olarak mutlu değiliz, eczacı olarak da mutlu değiliz. Sorunlar dağ gibi yığılırken eczacılar çözüm bekliyor.
Sağlık Bakanlığı kronik hastalıklarda reçetesiz ilaç tedavisi dedi, SGK’da verin verin hastalara dedi, şimdi noluyor? Verin verin dedikleri reçeteler şimdi kesintiye uğruyor. Eczacılar mağdur oluyor.
Pandemi ile başlarsak; örgüt olarak hem odalar hem birlik sınıfta kaldık. Çaresiz olabilirdik ama aklın ve bilimin yolundan ayrılmadan Birlik olarak hareket etmeliydik. Bilim Kurulumuz var mıydı yok muydu noldu? Maske ve hediye savaşında ne oldu, maske ve dezenfektan destekleri devam ediyor mu?
Sağlık çalışanı mıyız değil miyiz? Geçen sene olduğumuz grip aşısı bu sene sağlık çalışanlarına yapılırken bizler neden olmadık?
Maske dağıtılamadı ne oldu? Eczacılar dağıttı.
Grip aşısı dağıtılamadı ne oldu? Eczacılar dağıttı.
Çözümsüzlükte çözümün ta kendisi olan yorulan, risk alan, bunalan tüm meslektaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum.
Pandemi bireyselleşmeye, yalnızlaştırmaya da başladı. İnternet ve sosyal medya daha çok takip edilmeye başlandı. Sağlık kaygısı, gelecek endişesi karamsarlığa itmeye başladı. Aklın ve bilimin dışındaki uygulama ve yorumlar gerçek gibi yansıtılmaya çalışıldı. Bizlere düşen aklın ve bilimin yolundan ayrılmadan, halkımıza en doğru bilgiyi ulaştırmamızdır.
Mutsuzluk her yerde varken sağlıkta şiddet, kadına şiddet ne yazık ki devam ediyor. Sağlık çalışanlarına karşı yapılan şiddete karşı adaletin hızla çözüm bulması, cezalandırmaların bir an önce yapılması ve mağdur sağlık çalışanlarının mağduriyetleri giderilmelidir.
Pandemi döneminde bağışıklık destekleyici ürünlere olan talep artınca iştah kabartan sermaye gerek internetten gerekse zincir marketlerden gıda takviyelerini satışa sundular. Gıda takviyelerini, bir halk sağlığı sorunu olarak görmemiz gerekmektedir. İlaç formunda olan ve etken madde ihtiva eden (vitamin, mineral gibi) ürünlerin ilaç statüsü olması, yalnız eczanelerde eczacı danışmanlığında satılması gerekmektedir. İlaç olarak kabul edilmediği zaman, etki - yan etki, ilaç gıda etkileşimi göz ardı edilirse, gelişi güzel kullanıldığında fayda değil zarar verecektir. Gıda takviyeleri ile ilgili düzenlemeler yapılırken, ilaç olarak kabul edilmeli ve ruhsatlandırılması Sağlık Bakanlığı tarafından yapılarak, yalnızca eczanelerden satılmalıdır.
İstihdam ile sayıları ve kontenjanları artan Eczacılık Fakülteleri mesleğimizin önemli sorunlarındandır. Eczacılık fakülteleri YÖK’ün 2020-2021’de verilerine göre 3925 yeni kayıt alınırken okuyan öğrenci sayısı da 18.383’dür. 2012’de gelen yasal düzenleme 3500 kişiye bir eczane sınırlaması ile mezun olduklarında eczane açabilmeleri çok zor olacaktır. Acilen fakülte kontenjanlarının sınırlandırılması laboratuarları, binası yeterli öğretim üyesi olmayan eczacılık fakültelerinin kapatılması ya da laboratuarı, binası, yeterli öğretim üyesi olan fakültelere bağlanması gerekmektedir. Eczane eczacılığı dışındaki istihdam alanları ve kamuda çalışma alanları arttırılmalıdır. Geleceğin eczacılığında, eczacının çalışma alanlarını arttırmazsak, meslektaşlarımızı istihdam edemezsek sıkıntı oluşacaktır. Buna mutlaka hızla, hep birlikte çözüm aramak, istihdam alanları yaratmak zorundayız.
Yardımcı eczacılar çözüm bekliyor. Yardımcı eczacılıkla ilgili sorunlar çözülmezse örgütün çözüm bulmadığı bu genç meslektaşlarımız meslek örgütünden uzaklaşmaya başlayacaklardır. İl-ilçe tercihi, iş sözleşmesi ve keyfi çalıştırmamalar, yetersiz hibe ve destekler konusunda çalışma yapılmalıdır.
Mesleğimizi etkileyen sorunlardan bir diğeri de İlaç Fiyat Kararnamesi’dir. İlaç Fiyat Kararnamesi’nde karlılık oranlarının hesaplandığı baremlerde her fiyat artışında 100 TL üzerine çıkan ilaçların sayısı giderek artmakta, karlılık düşmekte, ancak kademelerdeki baremlerde herhangi bir düzeltme ya da düzenleme yapılmamaktadır. 4. ve 5. Kademe ilaçlara uygulanan eczacı kar oranlarının arttırılması gerekmektedir.
Majistral tarifede yapılan fiyat güncellemesi yetersizdir, güncel fiyatlara uygun şekilde yeniden güncellenmelidir. Havan, majistral ilaç ve beyaz önlüğümüz mesleğimizin olmazsa olmazlarıdır. SGK’nın enjektör fiyatları da güncellenmelidir.
İlaçların son kullanma tarihlerinin kısa olması nedeniyle sıkıntılar yaşanmaktadır. Eczanede bu nedenle oluşan kayıplarda ilaç sanayii de sorumlu olmalıdır. Stabilite testlerinin kısa süreli yapılmasından kaynaklı, uzun süreli stabilite testlerine kaynak ayırmayan ilaç sanayi miadı yaklaşan ilaçların piyasaya verilmemesi, eczanelerden depoya iadelerde sorun çıkarmaması ve imhasında da sorumluluk almalıdır.
İlaç kıtlığı değil ilaç yokluğuna doğru gidiyoruz.
- Hammadde temininde sıkıntı yaşanması
- Artan maliyetlerden kaynaklı sıkıntılar, kur politikası denilerek ilaç firmaları üretimden kaçınmaktadırlar. Buna çözüm bulması gereken, araştırması gereken yetkililer araştırmayıp suçu eczacıya atmaktadırlar. İlaç ticari bir meta değildir. İlaç güvenilir, bulunabilir, alınabilir, erişilebilir olmalıdır. Bu sağlanamazsa karaborsa olur. Firmalar kafasına göre ben üretmiyorum diyemez, sağlık otoritesi bunun sorgulamalı ve hesap sormalıdır. Derhal vakit kaybetmeden müdahale edilmelidir.
Sağlıkta dijitalleşme geliyor, e-nabız’da “neyim var” uygulaması ile teletıp uygulamaları hayatımıza giriyor. Dijitalleşen sağlıkta, ilaç ve eczacılık nereye gitmektedir? İlaç ve eczanelerin sosyal medya üzerinden ve internet üzerinden yapılan satış, tanıtım ve reklamları ile ilgili mevzuatımızda değişiklikler, kısıtlamalar yapmamız gerekmektedir.
Amazon geldi, ilaca girmek için an ve fırsat kolluyorlar. Dünyada drone ile ilaç dağıtımı konuşuluyor. Bizlerin geç olmadan tedbirlerimizi almamız gerekmektedir.
Yıl sonu yaklaşıyor ısı-nem ve standart tabela süreci yine geliyor. “kritik durumlarda erken uyarı verecek ve geriye dönük hafıza kaydı olan termometre” bulunması uygulaması sıkıntı yaratacaktır, mevzuattan kaldırılmalıdır.
Yıl sonu geliyor KVKK-Verbis süreci yine geldi. Hazır olduğu belirtilen uygulama ya hayata geçirilmeli ya da VERBİS sorumluluğumuz ortadan kalkmalıdır. Son günlere kalmadan, sıkışıklık yaşanmadan çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
E-fatura sürecimiz ile birlikte e-defter sürecimiz başlayacaktır yeni yılla birlikte. Mali mühür ve zaman damgası toplu temin süreci ile ilgili girişimlerin vakit kaybetmeden yapılması gerekmektedir.
İlaç ve farmasötik bakıma sahip çıkarak, bilgimizi güncel tutmamız ve en yakın sağlık danışmanı kimliğinden uzaklaşmamamız gerekmektedir.
Değerli Meslektaşlar,
43.Dönem Büyük Kongresini gerçekleştiriyoruz, ne yazık ki geçtiğimiz dönemlerde yaşadığımız yanlışları yaşamamak adına,
Niceliksel değil niteliksel temsiliyetin olduğu,
kadın temsiliyetinin olduğu,
mücadele etme yeteneği olan,
çözümsüzlüğü kendi içinde yaşamayan,
iç çatışmalardan uzak,
örgüt geleneğimizi unutmayan,
eczacının mutluluğu kaf dağının ardında da olsa ona ulaştıracak bir Merkez Heyeti temennisiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.