Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyetinin Değerli Başkan ve üyeleri, Denetleme Kurulumuzun Değerli Başkan ve Üyeleri, Yüksek Haysiyet Divanının Değerli Başkan ve Üyeleri, Eski Dönem TEB Başkanı, Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği Başkanımız, Diyarbakır Eczacı Odası Değerli Başkanı ve Yöneticileri, Bölge Eczacı Odalarımızın değerli Başkan ve Yöneticileri ve Delegeleri, Değerli Meslektaşlarım hepinizi şahsım ve odam adına saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Diyarbakır Eczacı Odamıza da misafirperverliği için teşekkür ediyorum.
Dünya güç dengesi nereye gidiyor?
Ukrayna Rusya savaşı daha bitmedi, İran dronelarla İsrail’e saldırdı. Filistin’de zulüm devam ediyor. Şimdi Ruanda’dan da yeni misafirler geliyor. Ruanda’yı da şöyle hatırlayın. Tutsiler, Hutular Çin’den getirdikleri palalarla binlerce Hutuları kestiler. Geçtiğimiz haftalarda bir eğitimciyi okulda katlettiler mülteciler. Yine mülteciler dayak atıyorlar, öldürüyorlar, taciz ediyorlar ama hiçbir ceza almıyorlar, bunlara da acil tedbir alınması gerekiyor. Filistin’e buradan bir destek göndermemiz gerekiyor Onun işbirlikçilerini de kınamamız gerekiyor. Hastaneyi bombaladılar, savaşta bile bombalanmayacak yeri bombaladılar, çadırları da yanlışlıkla bombaladıklarını ifade ettiler. Buradan kınama yapmamızı arz ve talep ediyorum.
Afetlerle ilgili sıfırıncı saniyeyi unutmadan geç kalmadan hemen başlamamız lazım, dünyada yaşanan savaşlardan savaşlardan bahsettim. Savaş bölgesindeyiz, o KBRN dediğimiz Kimyasal, Biyolojik, Radyasyon ve Nükleeri de unutmadan, o eğitimleri unutmadan bir an önce hız vermeliyiz, tedbir almalıyız, eczacılarımız bilinçlendirilmeli.
Depremle ilgili Reşat başkanımız anlattı, yüreğimiz cız etti. Demek ki biraz daha bizlerin destek olması gerekiyor, can suyu vermemiz gerekiyor, maddi olarak değil de belki malzeme olarak ne yapabiliriz, ne edebiliriz onları da tekrar yapmamız gerekiyor.
SGK Protokolünden meslektaşlarımız bahsettiler ama yeni rastladığımız iki olayı anlatacağım; Eczanemizi kapatıyoruz, protokol gereği de 15 iş günü içerisinde kapattığımızı bildiriyor. Sonrasında bize mesaj gelmesi gerekiyor ama kapanan eczanenin sistemi açık olur mu? Yok, kesinti mesajı geliyor ve meslektaşlarımıza o kesinti mesajı bildirilmiyor, tebliğ edilmiyor ve onlarda kesintileri yapıyor, yeni protokolde bunlara dikkat edilmesi gerekiyor. Öğrendik ki kapanan, geçici kapanan eczanelerin statik ıpye gerek olmadan girebildiklerini öğrendik, bu hangi duyuruda, hangi protokolde hangi sözleşme de yazıyor, çok merak ediyorum. Burada da meslektaşlarımızın hak kaybının önlenmesi lazım.
Yine kapanan eczanelerimiz var, ek fatura döneminden önce kapattılar ama alacakları var. Alacağına Şahin olan SGK ne yazık ki o meslektaşlarımızın haklarını ödemeyeceğini ifade etti. Vergi dairesine sormuşlar böyle bir şey olamayacağını söylemişler. O mağdur meslektaşlarımızın da hak kaybı önlenmelidir. Devam reçeteleri ile ilgili sıkıntılardan bahsettiler. İstihdam çalıştayı geç kalmış bir çalıştayımız geçtiğimiz Ekim ayında yapılması düşünülüyordu ama şu ana kadar yapılmadı, geç kalmadan istihdam çalıştayını yapmak zorundayız. Sanayide eczacı istihdamı arttırılmalı, kamuda istihdam arttırılmalı ama kamuda sadece SGK ve kamu hastaneleri olarak ifade etmiyorum, diğer yerlerde de Bizler eczacıların istihdam edilmesini sağlamalıyız. Kamuda ki meslektaşlarımızın sorunları var; Sağlık müdürlüğü denetimlerinde ek katsayı verilirken onların yaptığı TİTCK üzerinde ki eczane denetimlerinde depo denetimlerinde, ne yazık ki onlara ek katsayı verilmiyor. Kamu hastaneleri ile ilgili planlanan eczacı sayısının arttırılmasını talep ettiler, 5 ve üzerinde başhekim yardımcısı olan hastanelerde bir başhekim yardımcısının eczacı olabilmesi içinde talep etmemizi bildirdiler. SGK’da meslektaşlarımız sıkıntıda. Eczacı eksikliği var, yeni atama yapılmıyor, emeklilik, kurumdan ayrılmalar nedeniyle reçete kontrollerinde gecikmeler yaşanıyor. Yeni atama yapılması gerekiyor, yine SGK eczacıları da hekim ve diş hekimleri ile aynı, benzer iş yaptıkları halde aradaki maaş farkları artmış ve daha az maaş alıyorlar, bu da kurumdaki hiyerarşiyi gerçekten çok kötü etkiliyor.
Majistiral tarifeden şöyle bahsedeceğim, SGK’nın eczanın emeğine ve meslek hakkına göz diken ve vermeyen güncellenmeyen anlayışına bir şey yapmamız DUR dememiz gerekmektedir, geç kalmadan.
Bilim gidiyor, bilim yok farmakoloji yok artık ilaç yok tıbbi cihaz var. İlaç etken maddeleri olarak öğrendiğimiz etken maddeler öncelikle gıda takviyesi şimdi tibbi cihazlaştırma yolunda, Antiasitlerle ilgili şimdi tıbbı cihaz olacak dediler, hep farmakolji derslerinde anlatılırdı. Amerika’da yaşlı bir hasta teyzemiz antiasit alıyor midesi her yandığında bir tane atıyor. Günde artık 40-50 tane kullanıyor, bu OTC’deki ilacı kullanıyor. Artık mide asit üretmiyor, bazik üretiyor ve mide kanamasıyla hayatını kaybedecek duruma geliyor. Bunu anlatmak lazım, tıbbi cihaz olduğunda, ilaç tıbbı cihaz olduğunda ne olduğunu anlatmak lazım. Kurum başkanı arz içi enjeksiyonlarla ilgili bizim sıkıntılarımıza çantacılarla satılmasına, arabaların arkasında satılmasına, uygun koşullarda satılmasına, fahiş fiyattan satılmasına, bunları söylememize bozuldu ve tıbbi cihazlaştıracağız diye söyledi. Bir şey daha söyledi, vereseli eczaneler niye böyle süresiz hakka sahipler? İşte bizden gizli, bizden habersiz bunu mevzuat değişikliğinde yapmaya çalışıyorlar. Buna da engel olmamız lazım. Şöyle düşünün bir eczaneni İlaç Takip Sistemini kapatması için elindekileri kapatması için cezalarla ellerinde kılıç her şeyi yapıyorlar, peki kendi sistemleri %100 doğru çalışıyor mu, eminler mi. Peki cezaları niye kesiyorlar onlara muhakkak bir cevap vermemiz cezalara dur dememiz lazım.
27 Temmuz 2022 Eylem çalıştayı yaptığımızda Bakan ziyareti de yapmıştık. Bakanın gazetedeki o ifadesini de büyük puntolarla yapalım. Bakanın söylediklerinin yıl dönümü geliyor 2 yıl geçti ne bakanlık ne kurum yöneticileri bu deaktivasyonla ilgili eczaneler lehine hiçbir şey yapmadılar, hiçbir şey yapmadılar bunu da açıkça ifade etmemiz gerekiyor.
Ecza depoları ile ilgili sorunlar var. Kooperatiflerimiz bu konuda gereken yaptılar, ellerindeki tüm stoğu verdiler ama ilaç iadelerinde sıkıntılar yaşanıyor, depolar ile ilgili kooperatifler burada yok, onu ifade edelim gece nöbetçi olmamaları ilaç sıkıntıları yaratıyor, zam dönemlerinde tedarik sorunlarıyla ilgili hiçbir yaptırım yapılmadı onlara ve kişiye özel bazı ilaçlara yok çekilmesi sorunu var, bunları da ifade etmek istiyorum.
2022 Türkiye ilaç pazarı büyümesine etki eden faktörler var; fiyat artışı %86, kutu artışı %17 yeni ürün ve paket katkısı çok düşük ama pazardaki ürün bileşimi birim fiyatı daha düşük ürünlere kayması -7.4 etkilemiş pazarı küçültmüş. Bu da tasarruf, daha nereye kadar diyorum. 2022’de yine Türkiye ve diğer ülkeler ortalama kutu fiyatları İngiltere 16.9$, İspanya 10.4$, İtalya 10.1$, Türkiye 2.6$. İşte referans fiyat sistemiyle ilaç fiyatlandırmada sabit Euro kuru zorunlu kamu iskontoları ve yüksek maliyetli yenilikçi tedavilerin pazara geç erişimi yani hastalarımız ilaçlara ulaşamıyor. Bunu tüm dünyadaki yetkililer söylüyor. EMA’dan onay alan ilaçlar yaklaşık %83’ü’nün ilaçların Türkiye’ye gelmemesi de çok büyük bir halk sağlığı sorunudur.
12. Kalkınma planı yayınlandı. 2024-2028 arası uygulanacak. Bizimle ilgili olan kısım olan notları aktarmak istiyorum. Tamamlayıcı ve emeklilik sağlık sistemleri. Devlet artık kendini emeklilik ve sağlık sisteminden çekmek istiyor. Her şeyi vatandaş yapsın, her şeyi sen yap her şeyi sen yap. Geçtiğimiz seçim zamanı mart ayında sayın çalışma bakanını da ağırlamıştık Adana’da odamızda. Ecz. Muhittin ZEYNELOĞLU söylemişti, 10.000 TL’ye emekli nasıl geçinecek diye. O da söylemişti yeni sigortalı olacaklara tavsiyem primlerini daha yüksek ödesinler ama emeklinin o 10bin maaşının nasıl artacağı ile ilgili ne yazık ki bu hükümetin hiçbir yapacağı bir şey yok. Vatandaşın cebinden hem tamamlayıcı emeklilik hem tamamlayıcı sağlıkta daha çok para çıkacak.
Bir diğer madde; ilaç ve tedavi hizmetlerinde daha etkin fiyatlandırma. Tasarruf yetmez diyor daha da tedbir daha da tedbir. Bir diğer madde beşeri tıbbi ürünlerin geri ödemesinde alternatif modeller. Şimdi tıbbın alternatifi olmaz diyoruz ilacın da alternatif modelleri olmamalı. Bunlara da kesinlikle karşı çıkmamız gerekiyor. Ne olduğu belirsiz modeller bize fayda getirmez
Değer bazlı geri ödeme yöntemleriyle geriye dönük analizler, bu da ilaç fiyatlarında diyor ki bakacağım edeceğim hangisi satılıyor ediliyor onlarla ilgili müdahale edeceğim. Yine düşündükleri bulaşıcı olmayan hastalık risklerine karşı koruyucu sağlık hizmetleri güçlendirmesi. İşte biz burada devreye girmeliyiz; Bizim meslek hakkıyla yeni talebimiz olması lazım. Akılcı ilaç, ilaç çantası kontrolü, bağışıklama bunlarla ilgili talebimiz olmalıdır. Portekiz’den meslektaşımız birçok organizasyonda anlattı. Aşılama ile ilgili 10 yılda haklar alınıyor, bizimde geç kalmadan o haklarımızı almamız gerekiyor 2020 – 2050 arasında yaşlı nüfusun 3 katına çıkması bekleniyor. 80 yaşındaki nüfusu da 1.53 kat artış gösterecek. Sağlıklı yaşlanma merkezlerinde eczacı istihdamını muhakkak yapmamız lazım. Geriatri eğitimine ve yaşlılarda ilaç kullanımına dikkat etmemiz gerekiyor. Evrensel sağlık hizmetleri yanında akılcı bakım yöntemleri içeren akılcı ilaç ve ilaç aplikasyon uygulamaları ile yaşlı bakım ve evde bakım ilaç hizmetlerinde eczacı olarak vazgeçilmez olmamız gerekiyor.
İnternet ve sosyal medya üzerinden reklam ve satışlara yasal düzenleme getirilmesi gerekiyor. Bu işleri şaklabanlar yapıyor, onlar para kazanıyorlar. Eczacılık da halk sağlığı da çok büyük yara alıyor, buna devletin acilen tedbir alması gerekiyor.
FİP’in 2024 25 Eylül teması “Pharmacists Meeting Global Health Needs” Global Health diye geçiyor. Eczacılar küresele sağlık ihtiyaçlarını karşılar; Türkiye’yi bıraktık biz dünyayı da karşılaşacak hale geldik.
Türkiye’de eczacılar değer görmek, unutulmamak istiyor. Sağlık hizmetlerinde birinci basamak sağlık kuruluşu olarak devletin ilaçla ilgili yaptırım ve yüklerini çekiyor. Afetlerde, pandemilerde her zaman görev başında en önde. Meslek hakkı istiyoruz, küresel örnekleri var, zaten danışmanlığı ücretsiz veriyoruz bundan da gelir etmemiz gerekiyor, ilaç üzerinde daha nereye kadar tasarruf edeceğiz. Sağlıktan ve ilaçtan tasarruf olmayacağını bir kez daha buradan ifade etmek istiyorum.
Mesleğin geleceği bize dayatılan ve istenen şekilde değil, bizim geleceği yaratacağımız sistemleri hayata geçirmeliyiz. Bunu da bir resim göstermiştim ben başkanlar danışmada. Geleceğin eczane modelini çiziyorlar, orada laboratuar olmayan bir eczane ve internet hizmetleri ile ilgili o yüzden bize dayatılan sistemi değil bizim kuracağımız sistemi eczacılık için, gelecek için yapmak zorundayız, o yüzden de ortak akılı kullanmak zorundayız. Hepimizin bilgileriyle, fikirleriyle beraber sinerji yaratarak, sinerjide 1+1 2 etmeyebilir, daha fazla edebilir, herkesin etkisi olabilir o yüzden ortak aklı kullanalım diyorum Teşekkür ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum.