Değerli misafirler
Hepimiz çok önemli bir süreçten geçiyoruz.
T.C. Meclisinin tarihinde en fazla yasanın çıkarıldığı bir dönemi yaşıyoruz.
AB uyum çalışmalarının yapıldığı,
Ülke gündeminin, çok önemli hayati konularla sürekli değiştiği,
Toplumda neyin doğru - neyin yanlış olduğu fikrinin oturmadığı
Toplumda değişimler ile değişikliğin birbirine karıştığı daha da önemlisi;
hala her konuda siyah ve beyaz olarak bakıldığı bir dönemden geçiyoruz.
Doğaldır ki bizler de etkileniyoruz.
İlaç, Eczacılık ve Sağlık böylesi yoğun bir dönemde yeniden şekilleniyor.
Eczacılık mesleği, ülkenin sağlık yapılanmasının geleceği bu günlerde belirleniyor.
Genel Sağlık Sigortası mecliste
6197 sayılı Eczacılık yasası çok yakında meclise gelecek.
Böylesi bir dönemde ülke yöneticilerinin,meslek yöneticilerinin, yani tüm yöneticilerin, idarecilerin tavırları, davranışları çok daha fazla önemli hale geliyor.
Bizlerin, idarecilerin sorumluluğu garip ve zor, bu olağanüstü dönemi tariflerken olumlu ve olumsuzlukları birlikte değerlendirmesi, yönlendirmesi gerekiyor.sorumluluk almamız gerekiyor.
Çünkü güne ilişkin karar vermiyorsunuz, geleceğe ilişkin meydana gelebilecek olgulara karşı karar veriyorsunuz ve insanları yönlendiriyorsunuz.
SSK eczacılık için, toplum için çok önemli bir konu;
Aylardır gündemimizin 1. sırasında
Önce tespitler yapmak gerekiyor. Bu sürece nasıl gelindiğini, eczacı açısından toplum açısından iyi tespitlemek gerekiyor.
Yani Hepimizin SSK sürecini iyi bilmemiz gerekir.
Adana Eczacı Odasının en önemli politikalarından birisi; Türkiye'de evrensel eczacılık kuralının hayata geçmesidir. Bu anlamda ülke nüfusunun diğer yarısına eczacılık hizmeti verememek bizler için bir eksiklikti.
Ciddi olarak son 2 yıldır başlayan SSK süreci; 14 Aralık günü imzalanan protokol ile tüm sosyal güvenlik kuruluşlarının protokolü hale geldi.
Doğru olan da buydu.
Devletin bir kurumu %2.5 iskonto yaparken diğerine %20 indirim yapması hiç te akılane değildi.
Anayasamızın 56. maddesi eşit sağlık güvencesinden bahseder, eşitlik için satın almada eşitlik olması gerekir.
14 Aralık protokolü Türkiye'de bir ilktir. Aynı zamanda da bir başlangıçtır.
Devlet ilaçta satın alma şeklini değiştirmiştir.
Eczacı açısından da evrensel eczacılık kuralı olan tüm ayaktan tedavi reçetelerinin karşılanması sağlanmıştır.
Yıllardır eczacısı bile olmadan işletilen SSK eczaneleri kapanmıştır, kuyruklarda bekleyerek ilaç alan SSKlı bu işkenceden kurtulmuştur.
Bir yığın yanlış uygulama son bulmuştur.
Çağdaşlaşma adına çağdaş sağlık hizmeti adına doğru adım atılmıştır.
Adana Eczacı Odası olarak SSKnın serbest eczanelerden ilaç alma noktasında taraf oluşumuz görüşmelere katılmış olmamız, destek vermemiz, bu uygulamanın eczacı lehine olduğunu mu gösterir. Tümüyle onayladığımız bir protokol olduğunumu gösterir. Tabi ki hayır.
Bu protokolde 3 önemli aktör var
1. Devlet; tek satın alıcı, görüşmelere %30 iskonto talebi ile başladı ve en önemli aktör ile
2. Sanayi; yerli ve yabancısı ile heterojen olan verdiği sözü tutmayan ve üçüncü aktör biz eczacılar Her uygulamada arada kalan hasta ile karşı karşıya kalan depolar ile karşı karşıya kalan kurumlar ile karşı karşıya kalan bizler ve aynı zamanda beklentileri olan, farklı geniş fikirleri olan, eczaneleri homojen olmayan eczacılar Tabiki herkesi, tüm kesimleri memnun edecek bir protokol yapmak imkansız Çünkü her kesin yapısı farklı ve kendine özgü davranıyor. Aslında bu anlamda ilk defa bir araya gelindi. Bu bir başlangıçtır.
Gelişmiş ülkelerde her konu muhatapları ile çözülüyor.Örnek: İsveç (üçlü yönetim)
Bu bir araya gelmede şu anda mağdur olduğumuz konular var.
1- 1 Ocak ile 10 Şubat arasında sanayinin stok maliyetimiz için yapması gereken iskonto sağlıklı yapmadılar. Sanayi sözünde durmadı.
2- protokol önce ilaç satış şeklinin aynı olması gerekirdi,
NOVARTİS
3- Kurum sanayi iskontoları devlete direk yapılması gerekirken bizim üzerimizden yaptılar. Ancak yapılan iskontolorada uyulmadı 80 kalem ilaçta sanayinin yaptığı iskonto ile kurumun yaptığı iskonto farklı idi Eczacı bu ilaçları veririken zarar etti.
Ayrıca fatura keserken bu iskontoları göstermekte zorlanıyoruz. 60'a yakın iskonto çeşitini takip etmemiz mümkün değil.
4 -Eczacı gelişen teknolojiye rağmen kırtasıye ve brokrasi içerisinde evrak takipçisi haline geldi. İş yükümüz inanılmaz arttı. Ve asıl sorunumuz geri ödemeler. Eczacı gündeminden geri ödeme sorununun kaldırılmasını istiyoruz. Bize verilen sözlerin yerine getirilmesini istiyoruz.
SSK 10 Şubatta başladığında raporlu işyeri yatan ve katılım payından muaf reçeteler hariç idi. Ancak 20 şubattta SSK eczaneleri kapanınca bizlerde bir anda hazırlıksız yakalandık. Açıkçası hepimiz olağan üstü günler geçirdik. Aslında bağkur otomasyonunda E.S. otomasyonunda benzer sıkıntılar çektik. SSK da daha yoğun yaşamamız normal. Çünkü nüfusun %30 unu kapsayan yoğun bir kurum. Aynı zamanda %10 Pazar payına sahip yeşil kartıda sayarsak pazarımız %40 Gelişme yaşandı. Tabi bir de yabancısı olduğumuz SSK prosedürü ve mevzuatı.O günleri hatırlayalım İl Sağlık Müdürlüğü ile birlikte alarm da idik.
Yöneticilerimiz eczaneleri dolaştı. Eczacılarımız gece geç saatlere kadar eczanelerinde kaldı.
Adana'da hiçbir SSK lı ilaçsız kalmayacak dedik. Ve başardıkta Eski SSK hastanesinde raporlu reçete danışma ve tevzi bürosu kurduk.SSK Başhekimliği, SM ve Eczacı Odası
SSK lılar adına Eczacılar adına Sağlık Müdürümüze hepinizin önünde teşekkür ediyorum.
15 Mart gibi de SSK sağlık işleri kuruldu. SSK İl Müdürümüz SSK Sağlık İşleri Müdürümüz de o günlerde yoğun mesailerimiz oldu. Çünkü SSK Sağlık işleri hazır değildi.Sağlık işleri geç kurulunca bizde evrakları ancak 20 Marttan sonra teslim edebildik. Sağlık İşlerinde eczacı meslektaşlarımız ve hekim arkadaşlarımız görev alıyor. Onlara yakışır bir mekanları yok. Öğle yemeği bile çıkmıyor.Anladığım kadarı ile beklentiler de tam karşılanmış değil. Ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Yaklaşık 1 aydır hemen hemen her gün bizde onlar ile birlikteyiz.
SSK Sağlık Müdürlüğü SSK sağlık işleri, görevli eczacılar, hepimiz hep birlikte çaba saf ediyoruz. Yaşanan sorunların kısa zamanda çözüleceğini umut ediyorum.Kısacası bir geçiş dönemi yaşıyoruz.Ancak şunu bilmeliyiz ki bu işin geriye dönüşü yok. Bu sistem emekleyecek sonra düzelerek yürüyecek.Bizim şu anda ihtiyacımız olan
EMPATİ
. Hepimiz Empati yapmalıyız.Birbirimizi daha iyi anlamalıyız.O zaman sorunları çözmemiz çok daha kolay olacak.Bu çok yoğun günlerinde bizi kırmayıp Adana ya gelen SSK Sağlık işleri Genel Müdürlüğü İlaç ve Eczacılık Daire Başkanlığı Şube Müdürü Meslektaşım Zuhal Dilek ve Ecz. Vildan hanıma tüm meslektaşlarım adına teşekkür ediyorum.
Ecz.Burhanettin BULUT
BAŞKAN