STOKLARIMIZI BİLDİRELİM Mİ?


STOKLARIMIZI BİLDİRELİM Mİ?

Sağlıkta dönüşümün mevcut etkileri bir yana, son yılların klasiği haline gelen aralık ayı müdahaleleri yaşanırken meslek birliklerinin farklı yazılar ile eczacılar üzerinde yarattıkları kargaşa şaşkınlık verici boyuta geldi. Eczacılık mesleğinin bir an önce yörüngesine geçmeye, dinginleşmeye ve yeni projelere ihtiyacı var iken ‘kendini gösterme’ odaklı farklı davranışlar eczacı kamuoyunda ümitsizlik yaratıyor.

Yaşananlar, ilaç fiyat indirimi sonucu oluşan stok zararının telafisi yönteminden daha ziyade meslek örgütlerimizin içindeki farklı fikirlerin birbirini sınaması gibi görüntü sergilemektedir. 

İTS’ nin sıkıntılı yanlarına ve temel politikasına eleştiri yapmaktan elbette kendimizi alıkoyamayız. Ancak bugün İTS sisteminin bize bağlı olmayan uygulama pratiği ve dağıtım kanallarının da bu sisteme dâhil olması gerektiği savunuları ile bakıldığında; yakın zamanda ister istemez eczane stoklarının birebir kayıt altına gireceği aşikârdır. Bu nedenle buradaki karşıtlığın anlam ve önemini yitirmiş bir halde olduğunu söylemek zor değildir.

Değil meslek örgütlerimizde dünyada temsili demokrasiden doğrudan demokrasiye geçmek için henüz bir yöntem bulunmuş değildir. Bu nedenle meslek birliklerinin yöneticileri üyelerini yönlendirmek adına bir araya gelip yöntemler konusunda uzlaşabilmelidir. Birlikler arasında somut yöntem konusunda dahi böylesi farklılıklar güven duygusunu eritir.  

Bilindiği üzere fiyat indirimi sonucu oluşan stok zararının yarattığı sermaye erozyonuna karşı bir yöntem bulma ihtiyacı uzunca bir süredir örgütlerimizde tartışılmaktadır. Birçok sorun gibi eczane ekonomisinde önemli yer tutan bu belaya karşın çeşitli yöntemler denenmiştir. Son 3 fiyat indiriminde 3 farklı yöntem izlendiğini hatırlayalım.

Hafızalarımızda yer alan bu yöntemlerin hiç birinde sağlıklı bir sonuç alınamamıştır. Eczaneler kendi bildirimini yaptığında oluşan tartışma yıllarca sürmüştür. Geriye dönük 45 gün her zaman bir madde olmasına rağmen hiçbir zaman uygulanamamıştır. Son olarak stok beyanı yapılmış eczanelere ortalama bir sonuç ile belli miktarlarda ödeme yapılmıştır. TEB’ e göre bu yöntemle stok zararı karşılanmış ancak eczacılar ve odaları tarafından yine eleştiri konusu olmuştur. Ortaya çıkan ne olduğu belli olmayan bir ödemeler tablosudur. Tüm bunlar haklı eleştirilerin odağında hepimizin farklı yorum yaptığı bir ortama neden olmuştur.

Bugün farklı fikir oluşmasına sebep olan konu ise; stok affı verilmeden kesinlikle bildirimi yapılmamalı denilen İTS stok kaydının sanki hiçbir sonuç alınmadan alınan bu karara bugün başlamış olduğudur. Ancak burada yapılan tam bir stok kaydı değildir. Sadece fiyatı düşen kalemlerin İTS ye bildirimidir. Tabi sadece 5 günlük süre içerisinde gerçekleşecek bu kayıt ile gerçek zarar ortaya çıkacaktır. Ancak eczanenin fiili envanteri bu kayıt baz alınarak tespit edilmesi mümkün değildir.

İkinci en çok merak edilen ise; gerçekten bu farkların ödenip ödenmeyeceğidir. Ankara’da yapılan ilaçta durum komisyonu toplantısında verilen bilgi ve görüşmelere yaptığımız tanıklık neticesinde; bu farkların karşılanmasının genelge ile resmileşeceğidir. Bu yöntem ile önceki yöntemlerden daha sağlıklı sonuç alınacağı görülmektedir. Ayrıca artık ne kadar zarar oluştuğu ve bunun hangi firmalardan talep edileceği belgeli hale gelecektir.

En önemli noktalardan biri de bu yönteme bazı odalardan daha fazla karşı çıkan kesimin; ilaç sanayinin bizzat kendisinin olmasıdır. Nedeni ise ilk defa sanayi “şapka çıktı kel göründü” hikâyesi ile karşı karşıya kalmıştır. Hükümetin bir istediğini iki etmeyen, tek sözle % 9,5 indirim yapan ilaç sanayi yıllardır fiyat farkı ödememek için verdiği sancıyı elbette yakinen biliyoruz.

İTS kaydı sayesinde ilaç fiyat farkları ne zaman alındığı, MF olup olmadığına bakılmadan karşılanması söz konusudur. Bu farklar hesaplanamaz olmaktan çıkacaktır. İlaç fiyat farklarında her türlü düşüş talep edilebilir hale gelecektir. İlaç sanayinin böyle bir durumdan hoşnut olmadığı deşifre olmuştur.

Meslek birliklerinin son günlerdeki dağınık görüntüsünün kısa sürede toparlanacağını umut ediyorum. Uzun vadeden değil, hemen bu hafta yâda bu ay içerisinde PROTOKOL görüşmeleri ve ticari ıskontoların kaldırılması gündemde. Örgütlerimizin, yöneticilerin eleştiri konusu olan yazılar yerine daha çok gelecek ve daha çok meslekte yeni yönelimlerin konu edildiği yazılarda buluşmak dileğiyle. 

Ecz. Burhanettin BULUT

Başkan