Eylül ayı içerisinde tüm Eczacı Odalarımız seçimli olağan genel kurullarını gerçekleştirdiler. TEB ve yeni seçilen Oda yönetimlerinin önemli gündem maddelerinden birini 20 Kasım 2011 tarihinde yapılacak olan TEB seçimleri oluşturmuştur. TEB ve Eczacı Odaları seçim gündemi ile oyalanırken hükümet, mesleğimizi yakından ilgilendiren bir dizi kararı Kanun Hükmünde Kararnameler ve yayımlanan tebliğ değişiklikleri ile hayata geçirdi.
Özellikle Sivil Anayasa gerekliliğinin tartışıldığı bu günlerde sağlık, ilaç ve eczacılığın geleceğini de diğer alanlarda olduğu gibi demokrasiyi, katılımcılığı ve meslek örgütlerini hiçe sayarak Kanun Hükmünde Kararnameler ile belirleme yolunu seçti.
02 Kasım 2011 tarih 28103 sayılı Mükerrer Resmi Gazete’de SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARIN TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME (KHK/663) yayınlanarak Türkiye İlaç Ve Tıbbi Cihaz Kurumu, Sağlık Meslekleri Kurumu ve Kamu Hastane Birlikleri oluşturularak iktidarın sağlık alanı ile ilgili politikaları gözler önüne serilmiştir.
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile ilacın ruhsatlanma aşamasından hastaya ulaşımına kadar geçen sürecin belirlenmesi tek başına bu kurum tarafından yapılabilecektir. Özellikle ilaçta reklam ve ilaçların marketlerde satışının önünde engel kalmayacağı gibi sonrasında zincir eczanelerin önünü açacak uluslararası ve ulusal sermayeye hizmet edecek kararlar artık çok daha rahat alınacaktır.
Sağlık Meslekleri Kurulu ise mesleki eğitim süreçlerinin organizasyonu, meslekte mene varan disiplin soruşturmalarına ve akademik eğitime müdahaleye kadar TEB ve Eczacı Odalarını işlevsiz hale getirecek birçok yetki ile donatılmış ve örgütlerimizin üzerinde otorite haline getirilmiştir.
Tüm bunların yanında 05.11.2011 tarih ve 28106 sayılı Resmi Gazete’de Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ yayımlanmıştır. Tümü bizleri ilgilendirmekle birlikte özellikle Kamu Kurum Iskontolarında yapılan %7,5 ilk artış ve eşdeğer bandının % 10 olarak düzenlenmesi kısa vadede eczacılarımızın karşılaşacağı sorunları ortaya koyması açısından önem arz etmektedir. Bu fiyat düşüşü ile önceki fiyat düşüşlerinde yaşanan stok zararlarımız tam olarak telafi edilmeden yeni ve nasıl karşılanacağı belli olmayan stok zararı telafisi ile uğraşacağız. Ama asıl tartışılacak olan bu ilaç fiyat düşüşlerinin nereden karşılanacağıdır. Çünkü ilaç sanayinin büyük bir kısmı yaşanacak olan bu fiyat düşüşlerini karşılayamayacağını, yıllardır faturalarımıza % 20 den sonra yansıtılan % 4 ve % 7 ilaç ıskontoları ile mal fazlalarını artık eczanelere yansıtmayacaklarını yüksek sesle dillendirmeye başladılar bile.
Yine kısa vadede bir değişiklik olmadığı takdirde 2011 yılı sonu itibariyle yeşil kartlı hastaların SGK kapsamında değerlendirilmesi,
Aynı tarihlerde başlaması düşünülen İTS stok ve mal alım bildirimi,
Özellikli son yıllarda sürekli sorun olan TEB ve SGK arasında imzalanması gereken ilaç alım protokolünün tekrar imzalanacak olması, yeni dönemde oluşacak olan TEB yönetiminin karşısına çıkacak önemli gündem maddelerinden bazılarını oluşturmaktadır.
Yaklaşık birkaç ay içerisinde bunların sonuçları ile Kanun Hükmünde Kararname’lerin nelere mal olacağını hep birlikte yaşayarak göreceğiz.
Evet, 20 Kasım 2011 tarihinde TEB seçimleri yapılacak. Demokrasinin gereği olarak bu seçimlere birden fazla listenin girmesini bizler zenginlik olarak algılıyor ve böyle algılanmasının da doğru olduğuna inanıyoruz.
Fakat böylesi bir dönemde bu taleplerin gerçekten bir zenginlik yaratabilmesi için adayların; TEB’in ihtiyacı olan modelin oluşturulmasında eczacı kamuoyunu tatmin edecek gerçekçi plan ve programlarını sunması gerekmektedir.
Sorunların çözümünde doğru kılavuzluk edecek, mesleki dayanışma kültürüne katkı sunacak, eczacı kamuoyunun beklentisine cevap verebilecek bir TEB Merkez Heyeti oluşması dileğiyle…
Ecz. Ersun ÖZKAN
Başkan