MESLEKTE HARAKİRİ


Meslekte karşılaştığımız tehdit ve tehlikelerden bahsederken genelde dış nedenleri anlatırız. Yani bizim dışımızdaki güçlerin mesleğimize olan ilgilerinden, mesleğimizi elimizden almaya çalıştıklarından bahsederiz. For-You, Migros gibi grupların ilaç satışı için hazırlıklarını dergilerimizde anlattık. Ayrıca sermaye güçlerinin eczacılık yasalarına olan ilgilerinden de hepimiz haberdarız.

Bazen kendi kendimize yaptıklarımıza baktığımızda, bizim dışımızdaki güçlerin bize zarar vermesine gerek kalmadığını çok acı bir şekilde görüyoruz.

Mesleğimizin en önemli sorunu muvazaadır. Peki sahibi eczacı olmayan eczanenin mesul müdürü eczacı değil midir? Her ne sebep olursa olsun muvazaalı eczane açılmasına sebep olan eczacı; sadece mesleğine mi ihanet ediyor? Ya kendisi ne duruma düşüyor?

Adana’da, Osmaniye’de muvazaalı eczane olmadığı için pek övünürüz. Bu haklı övünme aslında uzun yıllardır oda yöneticilerinin mücadelesinin sonucudur. Sadece 2006 da odamıza 20' ye yakın yasa dışı eczane açmak için başvuru yapıldı. Şimdi ise yeni açılacak eczanelerden çok eski eczaneler ve meslekte yıllarca emek vermiş eczacılar eczanelerini satıyorlar.

Muvazaa ile mücadele çok zor ama mevcut çalışan bir eczanede muvazaa tespiti çok daha zor. Bölgemizde bir muvazaalı eczanenin kapatılması için tam bir yıl (mahkeme süreleri hariç) uğraş verdik. Şimdi muvazaalı eczane açan kişi 180 gün meslekten men cezası alacak ve ömür boyu kurum sözleşmesi yapamayacak. Bu konuyu sizlerle paylaşmamdaki asıl sebep ise bu eczanenin muvazaasında ikinci bir eczacının da işin içinde olmasıdır. Yani mesleğe ihanet bir eczacı ile kalmamış, eczanesi olan bir eczacı da muvazaalı eczanenin açılmasında işin içinde olmuştur. Muvazaalı eczane açan kişi ekonomik sıkıntıdan bu işe girdiğini söylüyor, peki diğer eczanesi olan kişi acaba neden bu işin içinde?

Eczacılıkta önemli bir sorun olan eczaneler arası ciro uçurumunu engellemeye yönelik hazırladığımız “Ayaktan tedavi reçetelerinde üst limit” projesinin protokole girmiş iken iptal edilmesine acaba kimler sebep oldu?

Çukurova Devlet Hastanesi’nde kurduğumuz büromuzu kim rekabet kurumuna şikayet etti? Üç gün boyunca denetlendik. Aynı büro ile ilgili yapılan başvuru nedeni ile Adana İdari Mahkemesi’nde de davamız devam ediyor. Reçetelerin yasa dışı olarak bir yerde yoğunlaşmasını engellemekle ilgili yaptığımız tüm mücadelenin karşısına bir set çıkıyor. Eskiden bireysel tavır sergileyenlerin sesi çıkmazdı, şimdi ise hepimizden çok daha cesurlar.

Bir başka konu ise eczanelerde dermokozmetik satışı. Kozmetik, eczanelerimiz için çok önemli bir pazar olma yolunda. Bir çok şirket sadece eczanede satılan ilaç dışı ürünleri satabilmek için ciddi yatırımlar ile bu alana girmek istiyor. Bizler de bu pazarı ancak birbirimizi destekleyerek elimizde tutabiliriz. Bunun tespiti için ekonomist olmak gerekmiyor.

Ancak dermokozmetik alanında yaşananlar ise bir başka harakiri sorunu. Toplam kozmetik pazarının % 10’nu bile alamayan eczaneler, kendi içlerinde % 10’luk pazar için ciddi bir rekabette. Kalan % 90'lık pazar için, yani eczane dışında da satılabilen ürünler de hiçbir rekabet yok, sadece eczanede satılan ürünler için bu rekabet alabildiğine gidiyor. Ayrıca eczaneler arasında da seçkin eczaneler! ve seçkin olmayan eczaneler diye bir ayrım da söz konusu. Kozmetikteki karlılık bu eczaneler arasında da farklı. Bir eczane, diğer eczanelerin aldığı fiyatta perakende satış yapabiliyor.

Eczane dışına bu ürünlerin kaymaması için en büyük çaba, bizlerin o ürünlere sahip çıkmamız ile olacaktır. Birkaç eczanenin tekeli ile bu ürünleri eczanelerimizde tutabilmemiz asla mümkün değildir.

Şimdi yeni bir tartışma daha gündemimizde. Özellikle kozmetik satışı yoğunluğundaki, eczaneden internet kanalı ile satış. Bu arkadaşlar internet üzerinden satışın meslekte yaratacağı tahribatı hiç hesaba katıyorlar mı acaba? Biz dermokozmetik ürünlerine sahip çıkılmasını istiyoruz ancak internet üzerinden o ürünleri pazarladığımızda yarın eczane dışında veya eczacı olmayanlar bu ürünleri satışa sunduğunda savunumuz ne olacak?

Bu konuda bir başka yaşadığımız gelişme de; gazetecilere, bürokratlara, işadamlarına dolayısıyla herkese, “hafta sonu eczanelerin açılmasına izin vermiyor” diye odanın şikayet ediliyor olması. Fakat internet üzerinden satış yapanlarında bu şikayetin içinde olması enteresan. 24 saat satış, 24 saat açık eczane, hem de bol ıskontolu bir de şikayet!

İnternet üzerinden satış yapmak bir çeşit eczacısız hizmet değil midir?

Eczane ürünlerinin herkes tarafından satılmasına yol açmak değil midir?

24 saat satış demek, 24 saat açık eczane demek değil midir?

Zincir eczanelere karşı çıkarken, eczanenin sahibi eczacıdır! denildiğinde muvazaalı eczane açanlar, kozmetik için her yol mubah diyenler, deontoloji dışı davrananlar siz ne diyeceksiniz acaba?

Ayrıca Adana Eczacı Odası’nı orada burada şikayet edince ne elde edeceksiniz?

Hafta sonu ve öğle arası eczanelerimizin kapalı olması bizler için, insani olarak önemli bir kazanımdır. Buna karşı çıkıyor iseniz bunu eczacılar ile tartışmalısınız. Gazetecilere, vatandaşlara, firmalara şikayet etmeniz doğru bir yaklaşım değildir.

Hiçbir ekonomik gerekçe etik dışılığın nedeni olmamalı.

Tüm eczacılar bir gemide, bu gemiden atlayarak ta kurtulamazsınız.

Gemide sürekli delik açılmaya çalışılıyor.

Bizim dışımızda yeterince gemiyi batırmaya çalışanlar var iken.

Bari biz kendi gemimizin su almasına neden olmayalım.

14 Mayıs Eczacılık Bayramı etkinliklerinde görüşmek dileğiyle...

Bayramımız kutlu olsun.

Saygılarımla

Ecz.Burhanettin BULUT
Başkan